İskoç futbolunun kalbinde, Rangers ve Celtic arasında yaşanan, bir derbi maçından çok daha fazlası olan bir rekabet var: Old Firm. Bu çekişme, sadece 90 dakikalık bir futbol mücadelesi olmanın ötesinde, Glasgow’un sokaklarını ve tüm İskoçya’yı yıllardır ateş gibi saran, köklü bir kültürel destanı temsil ediyor. Dünyanın en büyük futbol rekabetlerinden biri olarak kabul edilen Old Firm, sahadaki gollerden çok daha fazlasını anlatır; şehrin tarihine, dini ayrışmalara, siyasete, sosyal bölünmelere ve hatta ekonomiye kadar uzanan çok katmanlı bir hikâyeyi barındırır. Rangers ve Celtic, İskoçya’nın en başarılı ve popüler iki kulübüdür ve aralarındaki rekabet, İskoç kültürünün derinliklerine işlemiştir. Bu durum, dünya çapında geniş bir kitle tarafından ilgiyle takip edilmesini sağlamaktadır.
Bölüm 1: Old Firm: Rekabetin Doğuşu ve Kimliklerin Şekillenmesi
1.1 Kulüplerin Kuruluşu ve İlk Kıvılcım
Old Firm rekabetinin temelleri, iki kulübün birbirinden oldukça farklı kuruluş amaçlarına dayanmaktadır. Rangers F.C., 1872 yılında dört genç arkadaş tarafından, tipik bir spor kulübü olarak kurulmuştur. Yaklaşık on beş yıl sonra, 1887’de, İrlandalı Marist Kardeş Brother Walfrid, Glasgow’un Doğu Yakası’ndaki yoksul İrlandalı Katolik göçmen topluluğu arasında fon toplamak amacıyla Celtic F.C.’yi kurdu. Kulüpler ilk kez 28 Mayıs 1888’de oynanan bir dostluk maçında karşı karşıya geldi ve bu maçı Celtic 5-2 kazandı. Bu ilk karşılaşma, tarihin en ünlü ve uzun soluklu rekabetlerinden birinin başlangıcı oldu.
Kulüplerin kuruluşunda yatan bu farklı motivasyonlar, rekabetin mezhepsel ve sosyal boyutlarının da temelini oluşturmuştur. Rangers, başlangıçta herhangi bir dini eğilime sahip değildi ve 20. yüzyılın başlarında basın tarafından Celtic’in “dostları” olarak tanımlanıyordu. Ancak, İrlandalı Katolik göçmenler topluluğuyla özdeşleşen Celtic’in sportif başarısı, İskoçya’nın Protestan ağırlıklı yerleşik düzenine bir meydan okuma olarak algılandı. Bu durum, özellikle Protestan nüfusun kontrolündeki gemi yapımı gibi sektörlerde işçi sınıfı arasında bir aidiyet arayışını tetikledi ve Rangers, bu rolü üstlenmek için doğal bir aday haline geldi. 1902’deki Ibrox felaketi, kulübün en iyi oyuncularını satmasına neden oldu ve bu zayıflıktan yararlanan Celtic, 1905-1910 yılları arasında altı lig şampiyonluğu kazanarak sportif rekabeti daha da pekiştirdi.

1.2 “Old Firm” Adının Kökeni
“Old Firm” adının kökeni hakkında iki ana teori bulunmaktadır. İlk teori, 1888’deki ilk maçta bir gazete muhabirinin takımları “iki eski, sağlam dost” (“like two old, firm friends”) olarak tanımlamasına dayanır. Bu, rekabetin başlangıçtaki dostane havasını vurgulamaktadır. Ancak, daha yaygın kabul gören bir diğer teori, ismin 1904’te ‘The Scottish Referee’ spor gazetesinde yayımlanan hicivli bir karikatürden geldiğini öne sürer. Karikatür, “Patronise The Old Firm: Rangers, Celtic Ltd” başlığıyla yayımlanmış ve iki kulübün toplantılarının karşılıklı ticari faydalarını vurgulayarak İskoç futbolu üzerindeki ticari hâkimiyetini alaycı bir dille eleştirmiştir.
Bu iki çelişkili köken hikâyesi, rekabetin karmaşık doğasını mükemmel bir şekilde özetlemektedir. Bir yandan dostluğa, diğer yandan ise saf ticari kaygılara işaret eden bu ad, rekabetin paradoksunu yansıtır: sahada birbirlerinin en büyük düşmanları olsalar da, ticari olarak birbirlerine bağımlı “eski, köklü bir firma” gibidirler. Bu rekabetin varlığı, 2005 yılında İskoç ekonomisine yıllık 120 milyon sterlin katkı sağladığı tahmin edilen bir ticari gerçekliktir. 21. yüzyılın başlarında, iki kulüp “Old Firm” terimini Fikri Mülkiyet Ofisi’ne ortaklaşa tescil ettirmiş ve bu markanın 2021 yılında hâlâ yenilenmekte olduğu doğrulanmıştır.

1.3 Kimliklerin Çatışması: Mezhepçilik, Siyaset ve Ulusal Aidiyet
Old Firm rekabeti, İskoçya’yı yüzyıllardır rahatsız eden Protestanlık ve Katoliklik arasındaki dini bölünmenin bir yansımasıdır. Tarihsel olarak, Rangers’ın taraftar kitlesi ağırlıklı olarak Protestan ve Birlikçi (Britanya ile birliğin devamından yana olan) iken, Celtic’in destekçileri İrlandalı Katolik ve Cumhuriyetçi (İrlanda ile birliğin devamından yana olmayan) kökenlerden gelmektedir. Rangers, onlarca yıl boyunca bilinçli olarak Katolik inancına mensup oyuncu transfer etmediği yönünde yazılı olmayan bir kurala sahipti. Bu politika, Graeme Souness menajer olduğunda eleştirilmiş ve eski Celtic forveti Mo Johnston’ı kulübe getirerek bu uygulamadan kamuoyu önünde uzaklaşmıştır ve bu uygulama artık devam etmemektedir. Celtic’in desteği büyük ölçüde İrlandalı Roma Katolik kökenlilerden geliyordu ve kulüp Protestanları dışlamasa ve birçok Protestan oyuncuyu takıma alsa da, bazı çalışanları arasında Katolik yanlısı bir zihniyet vardı. Bunun bir sonucu olarak, taraftar grupları arasında İskoç bayrakları nadiren görülürken, Celtic taraftarları daha çok İrlanda üç renkli bayrağını, Rangers taraftarları ise genellikle Union Jack’i sallama eğilimindedir.
Bu rekabet, salt dini inançlardan öte, “yerli-göçmen gerilimi” ve “ulusal kimlik” gibi daha derin meselelerle de bağlantılıdır. 19. ve 20. yüzyılın başlarında İrlanda’dan gelen Katolik göçmen dalgası, Glasgow’da iş ve konut için Protestan nüfusla rekabete yol açmıştı. Bu rekabet, futbol sahasına taşınarak taraftarlar arasındaki düşmanlığın temelini oluşturmuştur. 1912’de Belfast merkezli gemi yapım şirketi Harland and Wolff’un İrlanda’daki istikrarsızlık nedeniyle Glasgow’a yeni bir tersane kurması, yüzlerce Ulster Protestan işçisinin de buraya taşınmasına ve Govan tersanesine en yakın büyük kulüp olan Rangers’ı benimsemelerine yol açtı. I. Dünya Savaşı ve Paskalya Ayaklanması gibi olaylar, Celtic’in İrlanda Katolik isyanının, Rangers’ın ise İskoç kuruluşu ve Britanya Birlikçiliğinin bir sembolü haline gelmesine katkıda bulundu. O zamandan beri, İskoçya ve Kuzey İrlanda’daki birçok kişi (ve bu toplulukların İngiltere, Kuzey Amerika ve diğer yerlerdeki diasporası), kendi siyasi ve dini eğilimlerine göre, yerel takımlarından ziyade Rangers veya Celtic’i desteklemeye başladı.
Ancak 21. yüzyıl Glasgow’unda bu ayrım çizgisi bulanıklaşmaya başlamıştır: genel olarak dini bağlılık azalmaktadır, Protestanlar ve Katolikler arasındaki evlilikler daha önce hiç olmadığı kadar fazladır ve Rangers taraftarının Muhafazakâr Parti’ye, Celtic taraftarının ise İşçi Partisi’ne oy vermesi gibi eski kesinlikler artık geçerli değildir. David Child’ın Al Jazeera’ye verdiği demeçte Joyce adlı bir Celtic taraftarı, “Old Firm maçları kesinlikle zehirlidir; harika atmosferlere sahiptirler ama tamamen nefretle beslenirler” yorumunu yapmıştır.

Bölüm 2: Saha İçi Rekabet ve Dönüm Noktaları
2.1 İstatistiksel Hakimiyet ve Yakın Denge
Old Firm rekabeti, rakamlarla da eşsiz bir yakınlığa sahiptir. İki kulüp, aralarında toplamda 110 İskoçya Ligi şampiyonluğu (her iki takım 55 kez), 76 İskoçya Kupası (Celtic 42, Rangers 34) ve 50 İskoçya Lig Kupası (Rangers 28, Celtic 22) kazanarak, dünyanın en çok kupa kazanan kulüpleri arasında yer almaktadır. Rangers ve Celtic, İskoç futbol liginin 1890’daki kuruluşundan bu yana açık ara en başarılı kulüpler olmuştur.
Resmi müsabakalardaki toplam 447 karşılaşmada Rangers’ın 171 galibiyeti, Celtic’in 170 galibiyeti ve 106 beraberlik bulunmaktadır. Bu istatistikler, rekabetin ne kadar yakın ve dengeli olduğunu gözler önüne sermektedir. Galibiyet sayılarındaki bu kıl payı fark, her maçın tarihi bir hesaplaşma olarak görülmesine ve spor rekabetinin bu kadar yoğun olmasının temel nedenlerinden biri olarak kabul edilmesine yol açmaktadır.
İki kulüp, İskoç liginin en üst kademesinde 54 kez ilk iki sırayı paylaşmış, bunun 22’si 1996’dan sonra gerçekleşmiştir. Sadece beş kez ilk iki sıranın dışında kalmışlardır, bunun üçü 1914’ten önceydi. Old Firm kulüplerinden biri tarafından kazanılan en uzun şampiyonluk serisi 1986’dan bu yana devam etmektedir ve 38 sezondur sürmektedir. Art arda dokuz lig şampiyonluğu rekoru ilk kez 1966-1974 yılları arasında Celtic tarafından kırılmış, 1989-1997 yılları arasında Rangers tarafından eşitlenmiş ve 2012-2020 yılları arasında Celtic tarafından tekrar eşitlenmiştir.
2.2 Büyük Galibiyetler
Old Firm’in en unutulmaz anları genellikle sadece skordan ibaret değildir. Ancak bazı skorlar, rekabetin tarihine derin izler bırakmıştır.
- Celtic’in en farklı galibiyeti: 19 Ekim 1957 tarihinde İskoçya Lig Kupası’nda Rangers’ı 7-1 mağlup etmesiyle gerçekleşmiştir. Diğer önemli Celtic galibiyetleri arasında 1925 ve 2018’deki 5-0’lık İskoçya Kupası ve İskoçya Premiership zaferleri bulunmaktadır.
- Rangers’ın en farklı galibiyeti: 2 Eylül 1893 ve 1 Ocak 1894 tarihlerinde İskoçya Ligi’nde Celtic’i 5-0 mağlup etmesiyle yaşanmıştır.

2.3 Önemli Oyuncular ve Yönetimsel Etkiler
Old Firm rekabeti, oyuncu kariyerlerini de derinden etkiler. Bu derbinin tüm zamanlardaki en golcü oyuncusu, 55 karşılaşmada 27 gol atan Rangers efsanesi Ally McCoist’tir. Celtic’in derbideki en golcü oyuncusu ise 35 maçta 22 gol atan Jimmy McGrory’dir. İki takımda da oynamış oyuncular nadirdir ve bu durum rekabetin şiddetini göstermektedir. Bu isimler arasında Alec Bennett, Alfie Conn, Mo Johnston, Kenny Miller, Steven Pressley ve Mark Brown gibi oyuncular bulunmaktadır (hiçbiri doğrudan iki kulüp arasında transfer olmamıştır).
Rangers’ın 1989’da eski bir Celtic oyuncusu ve Katolik inancına mensup Mo Johnston’ı transfer etmesi, rekabet tarihinde bir dönüm noktası olmuştur. Rangers’ın yazılı olmayan “Katolik oyuncu almamak” politikasına meydan okuyan bu transfer, büyük bir tartışma yaratmış ve kulübün kendi tartışmalı geçmişiyle yüzleşmesine neden olmuştur.
Eski Rangers oyuncusu Brian Laudrup, Old Firm’ü kariyerinde oynadığı Milan derbisi ve Fiorentina-Juventus maçlarının bile önüne koyduğunu belirtmiştir. Eski Celtic forveti Henrik Larsson da benzer yorumlar yapmıştır. Ancak, İzlanda ve Belçika’da oynamış Jim Bett, batı İskoçya’da bir futbolcu olarak hayatla ilişkilendirilen mezhepçilik nedeniyle Ibrox kulübüne geri dönme fırsatını reddettiğini belirtmiştir.

Bölüm 3: Rekabetin Karanlık Yüzü ve Toplumsal Yansımalar
3.1 Stadyum İçi ve Dışı Şiddet Olayları
Old Firm rekabeti, saha içindeki mücadelenin çok ötesine taşan, somut ve ölçülebilir bir toplumsal sorundur. Glasgow’daki mezhepçi faaliyetleri izleyen bir aktivist grubun raporuna göre, Old Firm hafta sonlarında şiddet olayları normal seviyelerin dokuz katına kadar artış göstermektedir. Bu maçlarla bağlantılı olarak aile içi şiddette de artış gözlenmektedir.
1980 İskoçya Kupası finali, Celtic’in 1-0’lık galibiyetinin ardından hem Rangers hem de Celtic taraftarlarının sahaya girmesiyle büyük bir ayaklanmaya dönüşmüştür. Bu olay, İskoç hükümetinin tüm futbol stadyumlarında alkol satışını yasaklamasına yol açan önemli bir dönüm noktası olmuştur ve bu yasa 40 yıl sonra bile yürürlüktedir. 1999 Mayıs’ında Celtic Park’ta oynanan bir Old Firm maçında da ciddi taraftar olayları yaşanmış, Rangers’ın lig şampiyonluğunu garantileyeceği maçta hakem Hugh Dallas’a çeşitli cisimler atılmış ve oyun durdurulmuştur. Bu olaylardan sonra Old Firm lig maçları genellikle öğleden sonra erken saatlerde oynanmaya başlanmış ve Old Firm derbisinin şampiyonluk belirleyici bir maç olmaktan kaçınılmıştır.
1971 Ibrox felaketi, 66 Rangers taraftarının dış bir merdivende yaşanan izdihamda hayatını kaybetmesiyle sonuçlanmıştır. Rakip takımın kimliği olayın bir faktörü olmasa da, olaya en az 75.000 kişilik büyük bir kalabalığın gelmiş olması dikkat çekicidir.

3.2 Oyuncu ve Yönetici Olayları
Rekabetin şiddeti, oyuncular ve personel arasında da birçok olaya neden olmuştur. 1987’de Ibrox’ta oynanan bir maçtaki davranışları nedeniyle dört oyuncu (Chris Woods ve Terry Butcher dahil) huzuru bozmaktan polis tarafından suçlanmış ve mahkemeye çıkmak zorunda kalmıştır. Ocak 1998’de Celtic Park’ta ısınırken, Rangers’lı Paul Gascoigne’in tribünlerden gelen sözlü tacize bir “flüt çalma” jestiyle tepki vermesi televizyona yansımıştır. Bu hareket, İrlandalı Katolik kökenli Celtic taraftarları tarafından saldırgan bir jest olarak kabul edilmiş, Gascoigne para cezasına çarptırılmış ve daha sonra IRA üyeleri olduğunu iddia eden kişilerden telefonla tehditler aldığını belirtmiştir.
2006 Şubat’ında, Celtic kalecisi Artur Boruc’a Ibrox’ta Rangers taraftarlarına yaptığı jestler nedeniyle polis tarafından ihtar verilmiştir. Boruc, daha sonra “Kutsal Kaleci” olarak anılacak ve dini inancını açıkça sergilemeye devam edecekti. Mart 2011’de Celtic menajeri Neil Lennon ile Rangers yardımcı antrenörü Ally McCoist arasında saha kenarında yaşanan öfkeli tartışma, polis memurlarının onları ayırmasını gerektirmiş ve her iki adama da görevi kötüye kullanmaktan men cezası verilmiştir. Bu olay, yetkililerin Old Firm maç günlerinde artan şiddet eğilimi hakkında endişelerini dile getirdiği bir “kriz toplantısı” düzenlemesine yol açmıştır.
3.3 Taraftar Tahsisatı ve Stadyum Güvenliği
2018 sezon arasında Rangers, Ibrox’taki Celtic taraftarlarına ayrılan 7.000 kişilik bilet kotasını 800’e düşüreceğini açıkladı. Buna karşılık Celtic de benzer bir adım atarak, her iki kulübün de rakiplerine stadyumlarının cömert bir kısmını ayırma geleneğini sona erdirdi. Bu karar, eski oyuncular tarafından derbilerin ünlü atmosferini seyrelteceği gerekçesiyle eleştirildi. Yeni düzenlemelerle oynanan ilk maçta (Celtic Park’ta), daha büyük ev sahibi desteği, küçük deplasman desteği için ayrım ihtiyacı ve yeni düzenlemelere genel alışkanlık eksikliği, North Stand’ın arkasındaki kapalı geçitte izdihama neden oldu ve beş taraftarın tıbbi yardım alması gerekti. 2022-23 ve 2023-24 sezonlarında bilet ve taraftar güvenliği sorunları nedeniyle son iki lig maçında hiçbir deplasman taraftarı bulunmadı.
3.4 Yasal Düzenlemeler ve Tepkiler
Rekabetin yol açtığı sorunlara karşı devletin de müdahalesi zorunlu hale gelmiştir. İskoç hükümeti, 1 Mart 2012’den itibaren, futbol maçlarındaki mezhepçi davranışları hedef alan yeni bir yasa (Offensive Behaviour at Football and Threatening Communications (Scotland) Act 2012) çıkarmıştır. Yasa, özellikle Old Firm rekabetini hedef alarak iki rakip taraf arasındaki dini nefreti azaltmayı amaçlıyordu. Ancak bu yasa tartışmalıydı. Eleştirenler, yasanın “anti-liberal” olduğunu ve “futbol taraftarlarını haksız yere hedef aldığını” savunmuşlardır. Profesör Sir Tom Devine, bu yasayı “genç Parlamentomuz tarafından bugüne kadar çıkarılan en anti-liberal ve verimsiz yasa” olarak nitelendirmiş ve “İskoç hukuk sisteminin adil işlem konusundaki itibarında bir leke” olduğunu belirtmiştir.
Mart 2013’te, bazı Celtic taraftarlarından oluşan “Green Brigade” adlı grup, yeni yasalara ve alınan maç yasaklarına karşı polis izni olmaksızın bir protesto yürüyüşü düzenlemiş ve on üç kişi tutuklanmıştır. Bu tepkiler sonucunda, yasa 2018’de yürürlükten kaldırılmıştır. Yasanın kabul edilip sonra yürürlükten kaldırılması, sorunun yasal önlemlerle kolayca çözülemeyeceğini ortaya koymaktadır.

Bölüm 4: Kriz, Yeniden Doğuş ve Değişen Kimlik
4.1 Rangers’ın 2012 Finansal Çöküşü
Rangers, 2012 yılında büyük bir finansal krizle sarsıldı ve kulübün holding şirketi tasfiye edildi. Bunun sonucunda, takım İskoç lig sisteminin en alt kademesine (dördüncü lig) başvurmak zorunda kaldı. Bu olay, 120 yıl sonra Rangers ve Celtic arasında hiçbir maçın oynanmamasına neden oldu. Kulübün toplam borçlarının, “büyük vergi davası”ndan kaynaklanan 49 milyon sterlinlik potansiyel vergi borcu da dahil olmak üzere 134 milyon sterlini aştığı tahmin ediliyordu.
4.2 “Old Firm” Kimliğinin Sorgulanması
2012’deki tasfiyenin ardından, rekabetin kimliği hakkında yeni bir tartışma başladı. Birçok Celtic taraftarı (ve bazen kulübün kendisi de) Rangers’ın tasfiye edilmesiyle “Old Firm”in öldüğünü ve rekabetin yerini “Glasgow derbisi”nin aldığını iddia etmektedir. Bu görüşe sadık kalanlar, kulübü aşağılayıcı bir şekilde ‘Sevco’ (2012 sonrası holding şirketinin orijinal adı) ve Rangers taraftarlarını ‘zombiler’ veya ‘dirilmeyenler’ olarak adlandırırlar. Hatta bazı Celtic taraftar grupları, Ocak 2015’te gazetelere tam sayfa ilanlar vererek kulüplerinin “yeni Rangers” ile ilk maçını yakında oynayacağını duyurmuşlardır.
Ancak, İskoç Profesyonel Futbol Ligi (SPFL) CEO’su Neil Doncaster, Rangers’ın tasfiyeden önceki kulübün aynısı olduğunu belirtmiştir. UEFA, Avrupa Kulüpler Birliği ve FIFA gibi dış yönetim organları, Rangers hakkındaki konumlarını resmi olarak belirtmemiş olsalar da, yeni bir şirket tarafından kontrol edildiğinde bir kulübün tarihinin devamlılığı hakkında genel açıklamalar yapmışlardır.
4.3 Saha İçinde Yeniden Canlanma
Rangers’ın alt liglerden geri dönerek İskoçya Premiership’teki yerini tekrar alması dört yıl sürdü. Bu ara dönemde sadece iki kupa yarı finali oynandı ve Celtic dört lig şampiyonluğunu da büyük farklarla kazandı. Rekabet, 2016-17 sezonunda altı maçla yeniden kızıştı ve Celtic, her iki kupayı da yarı finalde Rangers’ı eleyerek kazandı ve lig şampiyonluğunu da Rangers’a karşı üç maçı kazanarak (ve hiç kaybetmeyerek) evine götürdü.
Rangers’ın 2020-21 sezonunda ligi kazanması, Celtic’in üst üste onuncu şampiyonluğunu kazanmasını engelleyerek rekabetin sportif çekirdeğinin ne kadar dirençli olduğunu kanıtlamıştır. Bu, Rangers’ın 2011’den bu yana kazandığı ilk şampiyonluktu. 2022’nin sonlarında Avustralya’da düzenlenmesi planlanan (maddi açıdan kazançlı) ilk İskoçya dışındaki Old Firm maçı, her iki kulübün taraftarlarından gelen olumsuz tepkiler üzerine Rangers’ın çekilmesiyle gerçekleşmedi.

Sonuç: Old Firm Yaşamaya Devam Edecek
Old Firm, basit bir spor rekabetinden öte, Glasgow’un karmaşık toplumsal yapısının canlı bir yansımasıdır. Din, siyaset, sınıf ve ekonomi gibi çok sayıda faktörün iç içe geçtiği bir kültürel destandır. Bu rekabet, 19. yüzyılın göçmen gerilimlerinden, 20. yüzyılın mezhepçi çatışmalarına ve 21. yüzyılın finansal krizlerine kadar şehrin gelişimini yansıtan bir mikrokosmos işlevi görmektedir. Saha dışındaki şiddet ve tartışmalara rağmen, Old Firm’in İskoç ekonomisine sağladığı büyük katkı ve küresel çekiciliği, onun gücünün kanıtıdır.
Rekabetin geleceği, şüphesiz bu destanın devamı olacaktır; saha içindeki her galibiyet ve mağlubiyet, çok daha büyük ve bitmeyen bir kültürel savaşta sembolik bir kazanım veya kayıp olarak yorumlanmaya devam edecektir. Bu bağlamda, Old Firm, Glasgow’un nabzını yansıtan ve daima var olacak yaşayan bir varlık olarak varlığını sürdürmeye devam edecektir.