Formula 1 Araçlarının Yıllar İçerisindeki Değişimi

2023-03-01
CANLI İZLE

Formula 1, dünya çapındaki popülaritesini büyük oranda teknolojik gelişim sürecinin devamlılığına borçlu. Araçlar, dış görünümlerini de etkileyecek şekilde neredeyse her yıl irili ufaklı değişimlere tabi tutuluyor. Hatta 20 yıl önceki versiyonlara bakıldığında bile günümüz araçlarının geçirdiği çarpıcı değişime hayran olmamak etmemek elde değil. İsterseniz sözü fazla uzatmadan hemen 6 temel kategoride Formula 1 araçlarının yıllar içerisindeki değişimine daha yakından göz atalım.

Araç Performansı

Formula 1 yarışlarının bir şampiyona çatısı altında düzenlenmeye başladığı 1950 yılında araçların maksimum hızları saatte 289 kilometre civarındaydı. Günümüze ise modern F1 araçları, saatte 362 kilometre hıza ulaşabiliyor. Tabii bu gelişim, 70 yılı aşan ve bazen deneme-yanılma halini alan uygulamalar sonucunda gerçekleşti. Örneğin; 1950’lerin başında araçlarda alkol bazlı yakıtlar kullanılırken 1958’den itibaren standart petrole geçildi.

Araç performansını artırmak için onlarca yıllık süreçte motor hacminde ve silindir sayısında da değişiklikler yapıldı. F1’de bir dönem V12 motorlu araçlar pistlerde boy gösterirken artık tüm takımlar V6 kullanıyor. 1990’lı yıllarda 3.5 litreye kadar çıkan hacim değerlerinin yerini ise artık standart olan 1.6 aldı. Hatta sürücü güvenliğinin performans beklentilerinin gölgesinde kalmaması için güç ve RPM üretim kapasitesine sınırlamalar getirildi.

Motor

Formula 1 araçlarının yıllar içerisindeki değişimi söz konusu olduğunda motorda yaşanan evrime ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Zira birazdan değineceğimiz aerodinamik yapı ile birlikte en büyük gelişim bu kategoride yaşandı. Formula 1’de takımlar, maksimum performansı elde etmek için uzun yıllar boyunca süper ve turbo şarjlı motorlar kullandı. Bu sayede özellikle 1960-1980 arasında üst üste hız rekorları kırıldı.

Günümüzde ise değişen ekonomik şartların etkisi ile yüksek hız ve dayanıklılığa aynı oranda önem veriliyor. Hatta çevresel etkiler göz önüne alınarak 2014 yılından bu yana hibrit motor teknolojisi kullanılıyor.  Tabii hibrit teknolojisinin gelişi ile birlikte otomobillerde enerji geri kazanım sistemlerinin varlığı da standart hale gelmiş durumda. ERS sistemi, 600 beygir civarı güç üreten Formula 1 motoruna ekstradan 160 beygir kazandırıyor.

Aerodinamik Yapı

Otomobillerin nasıl daha hızlı gidebilecekleri, Formula 1 tarihi boyunca takımların üzerinde yoğunlaştıkları en önemli konu niteliğindeydi. Hatta günümüzde de bu konu özelinde çalışmalar hız kesmeden devam ediyor. Aerodinamik açıdan devrim niteliğindeki ilk değişim, motorun yerinin değiştirilmesiydi. 1930’lardaki bir uygulama örnek alınarak motor ortada konumlandırıldı. Bu tasarım, 1957’den itibaren standart özellik niteliği kazandı.

Takımların bir dönem 6 tekerlek kullanımı gibi fikirlere yöneldiği araçlarda, daha istikrarlı yol tutuş sağlamak için ayrıca kanat tasarımlarına yoğunlaşıldı.  1970’lerde ortaya çıkan ön ve arka kanatlar, onlarca yıllık süreçte çok daha fonksiyonel hale geldi. 1983’te şasi ve kanat gibi parçaların üretiminde alüminyum yerine karbon fibere geçildi. Bu gelişimlere paralel olarak araçlar yere daha yakın hale getirilirken DRS pistte geçiş yapmayı bariz oranda kolaylaştırdı.

Güvenlik Önlemleri

Formula 1’de takımlar, her daim pistteki en hızlı araçlara sahip olmayı hedefledi. Ancak bu amaç doğrultusunda yapılan geliştirmeler, 1960-1995 yılları arasında birçok pilotun yarış esnasında kaza geçirerek ölmesine neden oldu. Bu sorunu aşmak için ilk olarak araçların motor güçleri sınırlandırıldı. Daha sonra ise aerodinamik açıdan avantaj sağlayan; ancak pilot güvenliğini olumsuz etkileyen kanat ve kokpit tasarımlarının iyileştirilmesine yoğunlaşıldı.

1950’de pilotlar kumaş başlık ve gömlek ile yarışırken 1960’ların sonunda kask standart hale geldi. Ölümlü kazaları artırmak içinse kokpit kevlar katmanları ile güçlendirildi. 1990’lı yılların sonunda kaza veri kaydedici, koltuk başlığı ve tekerlek bağları araçlarda standart hale geldi. 2016 yılında ise son ciddi güvenlik önlemi olan Halo sistemi kokpite eklendi.

metin, yol, araba yarışı, spor içeren bir resim

Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

Lastikler

Standart pist koşullarında bir Formula 1 aracı yatay 4G, uzunlamasına ise 5G kuvvete maruz kalıyor. Araçların bu kadar büyük yüklere rağmen pistte güvenli ve istikrarlı biçimde ilerlemesi ise gelişen lastik teknolojisi sayesinde mümkün hale geliyor. Şampiyonanın ilk yıllarında standart tipte lastikler tercih edilirken zamanla yivsiz tasarımın çok daha iyi sonuç verdiği anlaşıldı. Ancak bu sefer de yağışlı havalarda kaza olasılığı bariz oranda yükseldi.

FIA, Formula 1’de güvenlik önlemlerinin arttırılmasına yönelik baskıların sonucunda 1998’de oluklu lastik kullanımını zorunlu kıldı. 2009’da oluksuz lastikler yeniden pistlerde kullanılmaya başlandı. Ancak bu sefer farklı hamur yoğunluğu ile yalnızca kuru pistlerde kullanılmalarına izin verildi. Geçmişin aksine günümüzde tek bir lastik tedarikçisi mevcutken takımların yarışlarda hangi seçeneklere yönelebilecekleri kurallarla sınırlandırıldı.

Teknoloji

Formula 1 araçlarının yıllar içerisindeki gelişimi, kokpit içinde ve dışında teknolojik değişimleri de beraberinde getirdi. Özellikle direksiyon zaman içerisinde hem fonksiyonel hem de ergonomik olarak değişti. Her pilota özel olarak tasarlanan bir bilgisayar niteliğine sahip direksiyon aracılığıyla günümüzde takımla haberleşmekten araç ayarlarını düzenlemeye kadar birçok işlem kolaylıkla gerçekleştirilebiliyor.

Formula 1’deki teknolojik gelişimler yalnızca kokpitle sınırlı kalmıyor. Takım mühendisleri, sensörlerden gelen veri aracılığıyla aracın anlık durumunu kolayca öğrenebiliyor. Pilotlar ise sürüş destek sistemleri vasıtasıyla pit alanına girerken ya da yarışa içerisinde aracın hızını ideal seviyeye kolayca çekebiliyor. Tüm bunlara ek olarak araçlardaki görsel uyarıların sayısı da artmış durumda.

Paylaş
ÖDEME SEÇENEKLERİ SSportPlus Güvenli Ödeme SSportPlus Güvenli Ödeme
HIZLI ÜYE OL